Apple iPhone 15 ve 15 Plus İncelemesi

Apple’ın standart iPhone’u bu yıl pek çok güzel ve yenilik ile geliyor, ancak bunlar daha önce görmediğimiz şeyler değil.

Muhtemelen iPhone 15 ve 15 Plus hakkında bilmediğiniz pek bir şey yoktur. iPhone 14 ve 14 Plus’ta olduğu gibi, iPhone 15 modelleri de geçen yılın Pro serisinde bulunan özelliklerin hepsini olmasa da çoğunu daha düşük bir fiyatla yeniden paketliyor. Çentik yerine Dinamik Ada, daha yüksek çözünürlüklü 48 megapiksel kamera, iPhone 14 Pro’dan alınan A16 Bionic işlemci ve Lightning konnektörü yerine yepyeni bir USB-C bağlantı noktası var.

Ancak 799 dolarlık iPhone 15 veya 899 dolarlık iPhone 15 Plus, her yıl her özellik ve özellik farkını isteyen kişiler için değildir. En iyi kamerayı, en son teknoloji işlemciyi ve en süslü tasarımı talep eden kişi için iPhone 15 Pro veya 15 Pro Max sunulmaktadır.

Normal iPhone 15 (veya daha büyük bir ekran istiyorsanız 15 Plus), üç veya dört yıllık iPhone 12 veya 11’iniz (hatta daha eski) artık size ayak uyduramıyorsa ya da ekranı çatlamışsa veya ebeveynlerinizden veya abi/ablanızdan kalan ilk telefonunuzu alan bir gençseniz tam size göre bir telefon. Telefonunu iletişim, eğlence, sosyal medya, fotoğraf çekme ve modern yaşamda bir akıllı telefona ihtiyaç duymamızı gerektiren diğer tüm şeyler için bir araç olarak kullanıyoruz, ancak bunları yapmak için en pahalı cihaza ihtiyacımız yok. iPhone 15 veya 15 Plus’ta hoşunuza gidecek pek çok yenilik bulacaksınız.

iPhone 15 veya 15 Plus’ın çoğu insan için doğru telefon olduğunu söylemeyeceğim – Apple, daha yüksek fiyatlarıyla bile her yıl çok sayıda Pro modeli satmaya devam ediyor. Bunun bazı sebepleri var: Apple’ın yüksek yenileme hızları ve her zaman açık ekranlar gibi Pro düzeyindeki ekran özelliklerini bu yıl standart seriye getirmesini umuyordum ama bu gerçekleşmedi.

Apple’ın iPhone 14 ve 14 Plus’ı hala iPhone 15 modellerinden 100$ daha ucuza satıyor olması durumu daha da karmaşık hale getiriyor. Geçen yılın aksine, iPhone 14 neslinde iPhone 15’e para vermeyi haklı çıkaracak kadar iyileştirme olduğunu düşünüyorum – daha iyi bir kamera, Dinamik Ada ve daha rahat şarj imkanı elde ediyorsunuz. Ancak alabilecekleri en ucuz iPhone’u alıp onunla mutlu olacak pek çok insan olduğunu biliyorum. (Daha da fazla tasarruf etmek istiyorsanız Apple size iki yıl önceki iPhone 13’ü de satıyor).

Genel olarak, iPhone 15 ve 15 Plus mükemmel olmasa da iyi telefonlar. Ancak hiçbir şekilde ilginç değiller ya da sınırları zorlamıyorlar ve Apple’ın bu modeli bu amaçla kullanacağını hiç sanmıyorum. Bunun yerine, iPhone 15 ve 15 Plus, bazı modern özelliklerin bir araya getirildiği, güvenilir telefonlar.

iPhone 15 Tasarımı

iPhone 15 ve 15 Plus’ın tasarımı, Apple’ın mevcut iPhone tasarım dilini tanıttığı iPhone 12’ye kadar uzanan tüm modellerden radikal bir şekilde farklı değil. Önde ve arkada hala cam ve kare şeklinde alüminyum çerçeve var.

Ancak Apple bazı ince ayarlar yaptı ve sonuçta elde tutulması daha rahat bir cihaz ortaya çıktı. Alüminyum çerçevenin sert kenarları hafifçe yuvarlatılmış ve parlak arka cam, saten veya mat yüzeyli “renklendirilmiş” camla değiştirilmiş. Telefonun kenarları eski modellerde olduğu gibi eli kesmiyor ve bu ince ayarlar büyük iPhone 15 Plus’ı PopSocket veya başka bir tutacak yardımı olmadan tutmayı bile biraz rahat hale getiriyor. Her şey önceki modellere göre biraz daha yumuşatılmış ve tutması daha güzel hissettiriyor. Ekran boyutu ve pil kapasitesindeki farklar dışında iPhone 15 ve 15 Plus birbirinin aynısı.

Elbette, iPhone 15 veya 15 Plus’ı satın alıp hemen bir kılıf takacak insanlardan biriyseniz, devam edebilir ve son paragrafı unutabilirsiniz. Benim deneyimlerime göre mat cam parlak cama göre daha kaygan olma eğilimindedir, bu nedenle yine de kılıf kullanmak akıllıca bir fikirdir. iPhone 15 modelleri, geçen yılki neslin daha kolay tamir edilebilirlik özelliğini miras alıyor, bu nedenle kırılırsa, üçüncü bir taraf hatta kendi kendinize tamir etmesi oldukça kolay olacaktır.

Kılıf kullandığınızda görmezden gelebileceğiniz bir diğer şey ise iPhone 15’in renk seçenekleri. Bu yıl standart siyah da dahil olmak üzere beş renk var ve açıkçası berbatlar. Apple, iPhone 15’i duyurduğu etkinlikte arka cama renklendirmekten bahsetti, ancak şahsen bunu takdir etmek gerçekten zor. Özellikle mavi modelde o kadar silikler ki, onlara renkli demek bile insanın içinden gelmiyor. Grubun en iyi rengi belki de pembe olanı ama o bile çok pastel ve Y kuşağı pembesi – gelecek yılın telefon renklerinde biraz daha doygunluk görmek isterdim.

Apple, iPhone 15’in renkleri için herhangi bir klişe pazarlama ismi kullanmadı, bu yüzden akla ilk gelen renkleri şu şekilde:

• Evet, siyah
• Belli belirsiz mavi
• Neredeyse yeşil
• Belki sarı
• Y kuşağı pembesi

Renkler bir yana, iPhone 15 ve 15 Plus ile ilgili en çok takdir ettiğim şey ağırlıkları ya da daha doğru bir ifadeyle hafiflikleri. Tam bir tuğla gibi hissettiren iPhone 13 Pro’dan, 15 ve 15 Plus çok daha kullanışlı. Çok daha büyük ekranına rağmen 15 Plus 201 gram ile 13 Pro’dan bir gram daha hafif. iPhone 15 ise 171 gram ile iPhone 11’den 23 gram daha hafif. Apple’ın artık bir iPhone Mini modeli satmadığı göz önüne alındığında, küçük ve hafif modern bir iPhone istiyorsanız, iPhone 15 en iyi seçeneğiniz.

Bu yılki diğer büyük donanım değişikliği ise şarj ve veri aktarımı için Lightning’den USB-C’ye geçilmesi oldu. Bu değişiklik uzun zamandır bekleniyordu ve Apple bunu yapmakta gecikmiş olsa da bunu alkışlıyorum. Bu, biriktirdiğiniz Lightning kablo ve aksesuar yığınlarının artık kullanılmadığı anlamına geliyor (Apple size telefonla birlikte kutuda yeni bir örgülü kablo veriyor), ancak aynı zamanda iPhone, iPad, dizüstü bilgisayar ve diğer aksesuarlarınız için birden fazla şarj kablosu taşımak zorunda kalmayacağınız anlamına da geliyor. Artık Android kullanan arkadaşlarınız ve sevdiklerinizle aynı şarj kablosunu kullanabilirsiniz, bu da bir noktada kesinlikle işlevsel bir durumdur.

USB-C bağlantı noktası 27W’a kadar kablolu şarjı destekliyor ve 4K60 çözünürlükte bir ekrana çıkış verebiliyor. Ancak USB 2.0 veri aktarımlarıyla sınırlıdır: sadece 480Mbps, iPhone Pro veya iPad Air’de bulunan USB 3 veri hızlarından 20 kat daha yavaş ve bu noktada tüm Mac’lerde bulunanlardan 80 kat daha yavaş. Çoğu insan veri aktarmak için telefonunu asla bir bilgisayara bağlamaz ama bu sınırlama, iPhone 15’e bir USB-C ethernet adaptörü taktığımda gigabit internet hızımın yalnızca yarısını almam gibi başka alanlarda da kendini gösteriyor. Ya da yeni bir telefona geçerken ve verilerinizi taşımak için bir kablo kullanırken ve gigabaytlarca veri USB 2 bağlantısından aktarılırken beklemek zorunda kalırsınız. Daha yüksek USB hızlarının 15 yıldır piyasada olduğu düşünüldüğünde 800 doların üzerindeki bir telefon için cimri bir sınırlama gibi geliyor.

Eski bir iPhone’dan yükseltme yaparken dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da iPhone 15 ve 15 Plus’ın yalnızca eSIM ile çalışması ve geleneksel SIM kart için bir yuvaya sahip olmamasıdır. Apple’ın kurulum süreci, hattınızı GSM operatörünüzle bir eSIM’e geçirme konusunda iyi bir iş çıkarır ve ardından bu telefonu üç veya dört yıl içinde yükselttiğinizde, eSIM’iniz kolayca yenisine aktarılabilir. iPhone 15’in eSIM desteği konusunda iPhone 14’e kıyasla değişen bir şeyi yok. Ancak çoğu insan için bu endişelenecek bir şey değil.

iPhone 15 Ekranı

Geçen yılki iPhone 14 ve 14 Plus’ta olduğu gibi, iPhone 15 ve 15 Plus da 6,1 inç veya 6,7 inç OLED ekranlara sahip. Bu ekranlar artık dış mekanlarda 2.000 nit gibi daha yüksek bir parlaklığa ulaşabiliyor ve bu da doğrudan güneş ışığı altında okunmalarını kolaylaştırıyor. Ne yazık ki test dönemim soğuk hava, bulutlar ve yağmurla geçti, bu nedenle iPhone 15’in agresif bir şekilde geri çekilmeden önce bu en yüksek parlaklığı ne kadar süre koruyabildiğini test edemedim. Diğer birçok iPhone modelinde edindiğim kişisel deneyimlerim, sıcak ve güneşli bir yaz gününde ekranın okunamayacak kadar kararmasının uzun sürmediğini söylüyor.

Her iki ekran da doğru ve canlı renkleri ve görüş açılarıyla harika görünüyor. Ancak Apple burada hala 60Hz ekranlar kullanıyor ve bu da özellikle bu fiyatlarda giderek daha eski hissettiriyor. iPhone Pro’daki veya sayısız Android telefondaki 120Hz ekran gibi daha hızlı yenilenen bir ekranla etkileşim kurmak daha güzel. Bu, her gün saatlerce kullandığınız bir cihaz için önemli – sadece “teknisyenlerin” takıntı haline getirdiği bir şey değil. Kaydırma daha akıcı, animasyonlar daha güzel ve daha hızlı yenilenen bir ekranla cihazla ilgili her şey daha akıcı hissettiriyor. Apple’ın 800 ya da 900 dolarlık bir telefona 60Hz ekran koymasının affedilemez olduğu bir noktadayız ve bu beni her iki modeli de almaktan alıkoyacak bir şey.

iPhone 15 ve 15 Plus, Apple’ın son Pro modellerinde sunduğu her zaman açık ekran özelliğine sahip değil ve bence bu da bir eksiklik. iOS 17’nin en iyi özelliklerinden biri, iPhone’unuzu bir stand üzerinde şarj olurken küçük bir akıllı ekran veya çalar saat olarak kullanmanızı sağlayan yeni StandBy modu. Ancak ekranın her zaman açık olma özelliği olmadan, görüntülemek istediğiniz her seferde telefonu uyandırmak için dokunmanız gerekiyor, bu da bu modda kullanılabilirliğini ciddi şekilde sınırlıyor. Apple’ın bu yıl her zaman açık özelliğini standart hale getireceğini umuyordum ama yanılmışım.

iPhone 14 Pro’nun özelliklerinin yeniden düzenlenmesinin bir parçası olarak, hem iPhone 15 hem de 15 Plus, uzun süredir kullanılan çentiğin yerine Dinamik Ada ekran oyuğuna sahip. Face ID kimlik doğrulaması veya Bluetooth kulaklık bağlantıları gibi sistem uyarılarının yanı sıra çalmakta olan müzik veya süresiz ertelenen uçuşunuzun durumu gibi devam eden bilgiler için yeni bir alan sağlayan bu ekran, iPhone Pro modellerinde olduğu gibi çalışıyor. Çoğu insanın tamamen görmezden gelmeye alışkın olduğu telefonun bir noktasına biraz hayat katan tuhaf ve bilgilendirici animasyonlarla dolu ve kişisel telefonunda olmayan biri olarak kullanmaktan çok keyif aldım.

Dinamik Ada geçen yıl iPhone 14 Pro ve Pro Max ile sınırlı olduğu için geliştiriciler tarafından benimsenmesi oldukça yavaş oldu ve yalnızca bir avuç uygulama bu özellikten akıllıca bir şekilde yararlandı. Ancak artık Dinamik Ada iPhone 15 serisinde standart hale geldiğine göre, bundan yararlanan daha fazla uygulama göreceğimizi umuyorum.

iPhone 15 Kamerası

iPhone 14 Pro’dan miras kalan bir diğer özellik de 48 megapiksel ana kamera çözünürlüğü. 2015’teki iPhone 6S’ten bu yana iPhone’larda bulunan 12 megapiksel kameralardan sonra önemli bir adım. Ancak iPhone 15’in 48 megapiksel kamerası iPhone 14 Pro ya da 15 Pro’daki kamera ile aynı değil – Apple bunun iPhone 15 ve 15 Plus için özel olarak tasarlanmış “tamamen yeni” bir sensör olduğunu iddia ediyor. Tercümesi: Pro modellerinde aldığınız kadar iyi değil. Daha küçük bir fiziksel sensör ve 26 mm eşdeğer görüş alanına sahip farklı bir lensi var.

Varsayılan olarak iPhone 15, hem 12 megapiksel hem de 48 megapiksel çekimlerden elde edilen verileri kullanarak oluşturduğu 24 megapiksel bir görüntü yakalıyor. Bu yeni çözünürlük, dosya boyutlarını ciddi şekilde etkilemeden, bir baskıda resmi kırpmak veya büyütmek için 12 megapikselin sağladığından daha fazla alan sağlıyor. Apple’ın HEIF formatını kullanan tipik bir 12 megapiksel görüntü yaklaşık iki megabayt; 24 megapiksel bir çekim ise yaklaşık üç megabayttır. Yeriniz azalıyorsa yalnızca 12 megapiksellik görüntüler çekmeyi de tercih edebilirsiniz.

Ayrıca HEIF veya JPEG formatlarında tam çözünürlüklü 48 megapiksel görüntüler yakalamayı da tercih edebilirsiniz. Bu size sensörün tam çözünürlüğünü verir, ancak çoğu insanın bu özelliği kullanması gerektiğini düşünmüyorum – 24 megapiksel ve 48 megapiksel görüntüleri yan yana karşılaştırmak benzer miktarda ayrıntı gösterir. Fotoğrafları 48 megapikselde çekmenin dezavantajı, 24 megapiksel görüntülerin iki katı dosya boyutuna sahip olmalarıdır; bu da telefonunuzun dahili depolama alanını hızla tüketecektir.

Bu yeni yüksek çözünürlüklü sensörle çekilen görüntüler iPhone çekimleri olarak anında tanınabilir, ancak Apple HDR algoritmalarını geçmiş yıllara göre daha parlak vurgulara izin verecek şekilde değiştirdi. Bu da görüntülerin eski iPhone’lara kıyasla daha az “düzleştirilmiş” ve daha dinamik hissettirmesini sağlıyor. Renkler de canlı ve doygun – Samsung’un eğilimi kadar olmasa da aynasız bir kameradan yapılan çekimlerden daha fazla – ve tipik olarak görüntülendikleri mobil ekranlarda harika görünüyorlar.

48 megapiksellik sensörün izin verdiği bir diğer şey ise sensörün orta dikdörtgenini baz alarak 12 megapiksellik bir çekim yapan yazılım tanımlı 2x lens. iPhone 15 ve 15 Plus’ın hala özel bir telefoto kamerası yok (bunun için bir Pro modeli satın almanız gerekiyor), bu nedenle bu seçenek, dijital bir kırpmadan biraz daha fazlası olsa bile, nesnenize biraz daha yaklaşmanın bir yolunu sunuyor. Portre çekimleri çok hoşuma gitti, ancak yine de daha fazla erişime sahip özel bir telefoto kameraya sahip olmayı tercih ederdim. Belki gelecek yıl, bir sonraki nesilde.

Anladığım kadarıyla iPhone 15’in ultra geniş kamerası iPhone 14’ünkinden farklı değil ve bu biraz hayal kırıklığı yaratıyor. Kamera 12 megapiksel, 120 derecelik görüş alanına sahip (13 mm eşdeğeri) ve otomatik odaklama özelliği yok, yani Pro modellerin sunduğu eğlenceli makro yakın çekim numaralarının hiçbirini yapamıyor. Büyük bir grup çekiminde herkesi yakalamanız gerektiğinde ultra geniş kamera iyidir, ancak bunun için ana kameraya bağlı kalınmalıdır.

Açık ara en büyük kamera iyileştirmesi donanımla ilgili değil: iPhone 15 ve 15 Plus’ın kamera uygulamasında özel Portre moduna geçmeseniz bile Portre modu çekimleri yapabilmesi. Kamera bir insan, köpek veya kedi algıladığında ya da belirli bir noktaya odaklanmak için dokunduğunuzda, görüntüyü daha sonra Fotoğraflar uygulamasında bir portre çekimine dönüştürmek için kullanılabilecek derinlik bilgilerini yakalayacaktır. Portreyi çekmeden önce nasıl görüneceğini önizlemek için vizörün sol alt köşesinde görünen küçük “f” simgesine dokunabilir ve daha sonra düzenleme yaparken çekimin odak noktasını bile değiştirebilirsiniz.

Bu, kamera modlarıyla uğraşmak yerine anda kalmanızı ve çekimi yakalamaya odaklanmanızı sağlıyor. Sevdiklerinin ya da kahve fincanlarının çekimlerini düzenlerken daha fazla öne çıkarmak için iPhone’larını Portre moduna geçirmeyi unutan (ya da bunu yapabileceklerini hiç bilmeyen) birçok insan için çok yararlı olacağını düşünüyorum. Hatta Live Photos desteğini koruyor ve değişmeyen ön selfie kamerasıyla çalışıyor. Bunun gerçekten hiçbir dezavantajı yok.

Video kaydı büyük ölçüde aynıdır – Dolby Vision HDR dahil 4K60’a kadar – ancak artık çekim sırasında 2x ayarına sorunsuzca yakınlaştırabilirsiniz. Sinematik mod 4K30’a kadar çekim yapmanızı ve 3x’e kadar yakınlaştırmanızı sağlıyor. Piyasada olduğu iki yıl boyunca bu modu video çekmek için hiç kullanmadım ve kullanan birini de tanımıyorum ama var işte.

iPhone 15 Performansı

iPhone 15 ve 15 Plus’ın iPhone 14 Pro’dan miras aldığı son şey A16 Bionic işlemci. Bu çip altı çekirdekli CPU, beş çekirdekli GPU ve 16 çekirdekli Neural Engine’e sahip ve çoklu görevlerden oyun oynamaya ve çok sayıda fotoğraf ve video çekmeye kadar telefonda yaptığım her şey için mükemmel performans sağladı. Apple’ın en yeni ve en iyi A17 Pro çipi değil (yine, bunu elde etmek için bir Pro telefon satın almanız gerekecek), ancak yine de mükemmel bir performans sergiliyor ve önümüzdeki yıllarda da öyle olacak. Depolama katmanları bu yıl 128GB, 256GB ve 512GB. Birkaç yıl önce 64 GB depolama alanına sahip temel model bir telefondan yükseltme yapıyorsanız, iPhone 15 ile en az iki kat daha fazla alana sahip olacaksınız.

Ayrıca, gelişmiş Bul yetenekleri için en yeni Series 9 ve Ultra 2 Apple Watch modelleriyle birlikte çalışan yeni bir ikinci nesil ultra geniş bant çip ve kalabalıkta arkadaşınızı bulamadığınızda daha doğru bir Arkadaşlarımı Bul özelliği de var. iPhone 14’te ilk kez sunulan acil durumlar için uydu bağlantısı yine karşımızda, ancak telefonu satın aldığınızda dahil olacağınız iki yıllık hizmetin dışında bu hizmetin ne kadara mal olacağını henüz bilmiyoruz.

Pil ömrü sizin için diğer şeylerden daha önemliyse, iPhone 15 Plus’ı tercih etmek isteyeceksiniz. Daha büyük boyutu daha büyük bir pil sağlıyor ve testlerimde 15 Plus, yoğun kullanımda tam bir gün boyunca ve bir sonraki güne kadar dayanmakta sorun yaşamadı. Zaten her gece şarj edecek olsam bile, ortalama kullanımım için kolayca iki günü çıkarabilecek bir telefon. Normal iPhone 15 de sorunsuz bir şekilde bir gün dayanabiliyor ama ikinci güne bu kadar iyi dayanamayacaktır.

Teknoloji uzmanları arasında akıllı telefonları, fırınlar ve buzdolapları gibi eskisi bozulduğunda ya da değiştirilmesi gerektiğinde ihtiyaç duyduğumuz ve satın aldığımız aletler olarak adlandırmak yaygın bir nakarat haline geldi. Bence telefonlar için daha doğru bir metafor araba.

Çoğu insan çok sık yeni araba satın almaz. Aldıklarında da bunun nedeni eski arabalarının artık ihtiyaçlarını karşılayamamasıdır: belki büyüyen aileleri için çok küçüktür ya da çok yıpranmıştır veya benzin fiyatları artmaya devam ederken çok fazla yakıt tüketiyordur. Bu, sahip olduğunuz ilk birkaç hafta veya ay boyunca heyecan verici olan büyük bir satın almadır – birkaç modeli test edersiniz, ihtiyaçlarınıza ve bütçenize en uygun olanı bulursunuz ve beğendiğiniz rengi seçersiniz. Birkaç ay sonra, yeni araba artık heyecan verici değildir; sadece işe, okula, mağazaya veya gitmeniz gereken başka bir yere gitmek için kullanmanız gereken bir araçtır.

Akıllı telefonlar da buna çok benzer. Yeni bir telefon pek çok insan için önemli bir satın alımdır ve yeni bir telefon almak heyecan verici bir olay olabilir (özellikle de ergenlik çağındaysanız ve yıllarca ailenize yalvardığınız telefonu nihayet alıyorsanız). Ancak bir süre sonra, arkadaşlarınızla veya ailenizle iletişimde kalmak, kendinizi eğlendirmek veya işinizi yapmak için kullandığınız bir araç haline gelir.

Bu metaforda, iPhone 15 ve 15 Plus bana Honda CR-V veya Toyota RAV4 gibi ana akım bir crossover’ı hatırlatıyor. (Pro modellerinin ne olduğunu merak ediyorsanız, onları daha modern bir EV olarak konumlandırabilirim). Piyasadaki en ucuz telefonlar değiller, işlemcileri satın alabileceğiniz en hızlı işlemci değil ve tasarımları baş döndürmeyecek ya da kimseye vay be dedirtmeyecek. Bunlar Apple’ın en son ve en iyi fikir ve teknolojilerini sergileyecekleri bir platform değil.

Ancak, birçok insanın için bu telefonlar kendi ihtiyaçları için uygun bulacağı kadar yetenekli, pratik, güvenilir ve erişilebilirler. Ve yeni bir telefon almaya hazır olana kadar önümüzdeki üç ila dört yıl boyunca telefonları olarak harika bir iş çıkaracaklardır.